Bu yazı herkese hitap ediyor.
Öncelikle size biraz lise hayatımdan bahsetmek istiyorum. Ben 9. sınıfa geçtiğimde hiç liseye başlamak istemiyordum. Kayıt yaptırırken az daha ağlayacaktım hatta. Okulun başlaması istediğim son şey falandı. Öyle böyle zaman geçti ve okul başladı. İlk günler neredeyse her gün eve gelip ağlıyordum. Tanıdığım kimse yoktu ve bilen bilir ben kolay sosyalleşebilen bir insan değilim. Sonuçta herkes yeniydi ve ben çok çok utangaçtım. Erkeklerle konuşmaya bile utanacak kadar. Neden böylesin diye sormayın yapı işte :D Senenin sonuna doğru okuldan birinden hoşlanmaya başladım. Yavaştan alıştım işte ben de okuluma. 9. sınıf çok çabuk geçmişti. Yaz tatili de bir o kadar yavaş.
10. sınıfın başında sınıflarımız değişti ve ben berbat bir sınıfa düştüm. Sadece 1 kişiyi tanıyordum. Resmen okulun tüm asosyalleriyle ve sınıftan çıkmayanlarıyla aynı sınıftaydım. Ve eğer siz de çekingenseniz, böyle bir sınıf açılmanıza pek yardımcı olmuyor. Sınıf değiştirdim ve sözde en yakın arkadaşımla aynı sınıfa geçtim. Onla da aramız açıldı, artık her gün okul bitsin diye ağlıyor, daha 10. sınıftayken mezun olmaya gün sayıyordum. Kişisel bakımım sıfıra inmişti, hoşlandığım biri de yoktu. Neredeyse beni okula bağlayan hiçbir arkadaş, hatta hiçbir şey yoktu. Bu psikolojiyle ders de çalışmıyordum. Tüm notlarım düşüktü. Son sınavlarda kurtarmaya çalışıyor ve her sınav akşamı anlamıyorum diye ağlıyordum. Bir ara okul değiştirmeyi düşündüm, bir ara da sayısal değil de dil okumayı. Değiştirmeye cesaret edemedim, sonlara doğru alıştım belki de. Ama 10. sınıf konularım hala tam değil, bir arkadaş bu kadar çok etkileyebiliyor sizi. Tavsiyem nerede olursanız olun arkadaşlarınızı düzgün seçin ve eğer sizi üzüyorlarsa, bırakın gitsinler. Elbet yenilerini bulursunuz. Ben yapamadım, çok pişmanım.
Neyse 10. sınıf da şöyle böyle bitti. Eksik bir temel ve gerçek olduğuna inanmadığım arkadaşlarım kaldı. 11. sınıfta da o arkadaşımla küstük, daha doğrusu satıldım ve yeni kişilerle takılmaya başladım. Ve kendime güvenim gelmeye başladı. Arkadaş seçimi gerçekten hayatınızı etkiliyor. 11. sınıfta derslere şöyle böyle asıldım. En azından sene sonunda 9 ve 10'un aksine, bir şeyler biliyordum. Okulu benimsemiştim, hatta zevk bile alıyordum.
11. sınıf da hemen bitti. Ve sıra geldi 12'ye.
11'in yazına ben de herkes gibi çok büyük hayallerle başladım. Şöyle böyle çalıştım. (Aslında neden böyle oldu anlamıyorum ben bu yazıya başladığımda aklımda dersle ilgili bir şey anlatmak yoktu amaç çok farklıydı aslında ama idare edin :D) 12. sınıfa başlayacağım zaman "Şu sene hemen bitsin" gibi düşünceler vardı kafamda. Daha başlamadan nefret etmiştim. E tabi zaman durmuyor, 12. sınıf da başladı. Okulun yarısı temel liselere gitmişti. Bir avuç insan kalmıştı zaten. Çok da ders çalışmıyorduk belki, çıkışlarda arkadaşlarla takılıyorduk. Hayatımın en eğlenceli, belki de en çok özleyeceğim senesiydi. Taze 12'ler, lisedeki son senenizin kıymetini bilin. Ben hemen bitsin dediğim seneyi o kadar özlüyorum ki, anlatamam. Hatırlıyorum da 9. sınıfın ilk günleri 12'ler ve mezunlar gelip "Göz açıp kapayana kadar bitiyor lise, nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile" diyorlardı ve tabii ki de inanmıyorduk. Belki siz de inanmayacaksınız ama haklılar. Hemen bitiyor, nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Şuan 9. sınıfa dönmeyi, sadece 9 değil lisenin herhangi bir anına dönmeyi o kadar çok istiyorum ki, 10. sınıfta hemen bitsin diye dua ettiğim lise keşke hiç bitmeseydi. Her saniyesini özlüyorum. Ne yazık ki hayatta her anı bir kez yaşayabiliyorsunuz. Hiçbir zaman bir şeyin bitmesini çok istemeyin, beklemeyin. Hayatta hiçbir şey için bekleyecek zaman yok. İleriyi de göz ardı etmeden bugünü yaşamayı unutmayın. Belki bazılarınız 12. sınıf, bazılarınız liseye yeni başlayacak, bazılarınız da üniversiteli. Ama hangi yaşta olursanız olun, hiçbir anı iki kez yaşayamayacağınızı, giden zamanın geri gelmeyeceğini, hayatta pişmanlıklara yer olmadığını bilerek yaşayın. Ben şuan kaybettiğim yıllara çok acıyorum. Hayatta sadece bir kere okuyabileceğim lisenin yarısını ağlayarak geçirdim. Değmeyecek insanlar yüzünden. Ne olursa olsun kendinizi sevin, kendinize değer verin, ve yaşamayı bilin. Hayat sürekli pişman olarak yaşamak için çok kısa. Ben şuan mezun senemde olduğum için, neredeyse daha başlamadan "Bu sene hemen bitsin, çok sıkıldım" diyorum sürekli. Ama kim bilir, şuan nefret ettiğiniz günler ileride en çok özleyeceğiniz günler olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder